CIA, ‘İsrail'in gelecek 20 yılda hayatta kalmasını şüpheli bulup iki devletli çözümden tek devletli çözüme doğru önlenemeyecek bir hareketlenme’ yaşayacağını öngördü.
Ceyda Karan / Radikal
Filistinlilere Singapur müjdesi
Amerikalı araştırmacı ve gazeteci Franklin Lamb’ın yazısını görmeseydim, vallahi atlayacaktım. CIA’in kısa süre önce ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi istihbarat komitelerine sunduğu son raporu, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’i hayli evhamlandırmış. CIA, ‘İsrail’in gelecek 20 yılda hayatta kalmasını şüpheli bulup iki devletli çözümden tek devletli çözüme doğru önlenemeyecek bir hareketlenme’ yaşanacağı öngörüsünde bulunmuş. Raporda ‘tek devletli’ çözüm, ‘sömürgeci Apartheid hayaletinden kurtulmayı sağlayacak tam eşitlik içeren, demokratik ilkelere dayalı en yaşayabilir model’ görülmüş. Tabii bu formülün Fi-listinli mültecilerin geri dönüş hakkını zorunlu kıldığına işaret ediliyor. Doğrusu CIA analistleri ‘hayalgüçlerini’ sıkı çalıştırmış. Diyorlar ki, gelecek 15 yılda 2 milyondan fazla İsrailli -ki 500 bini ABD yeşil kartı yahut pasaportu da taşıyor- Amerika’ya taşınacak. 1.6 milyon İsrailli de atalarının Rusya, Doğu ve Batı Avrupa’daki topraklarına dönecek. Tabii kutsal topraklarda kalanlar da olacakmış, lakin Yahudilerin doğum oranlarındaki düşüşe karşılık Filistinlilerin doğurganlığı gidişatı belirlermiş.
CIA öngörüleri ille de tutacak değil ya! Hem Obama yönetiminin resmi tutumu ‘tek değil, iki devletli çözümden’ yana. Lakin Peres, ‘Amerikalıları boş bırakmaya gelmez’ demiş olsa gerek, 10 Şubat’ta Washington Post’a bir makale döşenmiş. Lamb sağolsun, dönüp okudum da, ‘aydınlandım’. ‘Tek bölge, iki devlet’ başlıklı makale elbette ‘iki devletli çözümü’ kuvvetle telkin ediyor. Hani neredeyse ‘bazı zırtapozların’ ‘tek devletli’ çözümü düşünmesine esef etmiş! Bu görüşün ‘İsrail’in meşruiyeti ve Yahudilerin atalarından kalma topraklarda uluslararası planda tanınmış bağımsız Yahudi devleti sınırları içinde var olma hakkını ayaklar altına aldığından’ yakınıyor.
Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas’ı muhtemelen çok şaşırtacak şöyle şairane cümleleri de var: “Son yıllarda Filistin Yönetimi ile kat edilen fevkalade ilerlemelere tanıklık etmiş birisi olarak, iki devletli çözümün, bu yılların çatışmasına sadece en iyi değil, erişilebilir tek çözüm olduğuna inanıyorum.” Peres’in en büyük korkusu çok etnili/çok kültürlü olmak. Aklına nedense hemen Lübnan geliyor ve ‘bataklığa’ benzettiği bu ülkenin sırf çok etnili olduğundan ‘istik-rarsızlık’ sembolü olduğunu savunuyor. Hem zaten İsraillilerin ‘Yahudi devleti’ dışında bir seçeneği kabul etmeyeceğini, Filistinlilerin de ‘kaderlerine hükmetme hakkının gasp edilemeyeceğini’ belirtiyor Peres.
Fakat nedense 1967 sınırlarına dayalı Filistin devletini filan anmamış. Bunun yerine Filistinliler için doğrusu ‘pek müjdeli’ bir örnek seçmiş. Filistin topraklarının bu kadar fazla mülteciyi geri almaya kafi olmadığı itirazına set çekmek için ‘Singapur’u anmış. Yani Endonezya ile Malezya arasında 707 kilometrekarelik daracık bir alandaki refah ve bolluk diyarını. Ada/kent devleti tabir edilen Singapur bir ‘mikro devlet’. Lakin küçümsemeyin, Singapur bugün kişi başına milli gelir itibarıyla beşinci sırada. O vakit Peres’e kulak verelim. Filistin topraklarının Singapur’dan dokuz kat fazla olduğunu belirtip bu mini devletciğin refahını anımsatarak ekliyor: “Filistinlilerin de aynı başarıyı tekrarlamaya yetkin olduklarına inanıyoruz.” Şu manidar temenniyle bitirmiş Peres: “Belki bir gün İsraillilerle Filistinliler Avrupa’daki gibi ekonomik bağlarını engelleyen sınırlara yahut bunun savaş nedeni olmasına izin vermeyecekleri bir yol seçecek.”
Peres’in ‘iki devletli çözüme’ iyi niyetli ikna çabası takdire şayan. Lakin İsrail’in Oslo sürecinden beri ‘bantustan’ yaptığı Filistin topraklarında Yahudi yerleşimleri pıtrak gibi biterken, nasıl olacak da Singapur misali bir Filistin mikro devleti kurulacak, orası bulanık.
Malum, Peres ‘iki devletli’ çözüme katiyetle karşı çıkan Benyamin Netanyahu’ya biraz da içi yanarak başbakanlık görevini verdi. Aslına bakarsanız Peres’in makalesindeki çerçeve Netanyahu’yla hiç zıt değil. ‘Bibi’ lakaplı sağcı liderin Filistinliler için planı da ekonomik kalkınmayla birbirinden kopuk topraklarda özerk yönetimi içeriyor. Belki de İsrail ufku geniş CIA analistlerinin öngördüğü şekilde çok kültürlü, laik, demokratik, eşitlikçi bir tek devlete dönüşüp 20 yılda ortadan kalkmazsa, Fi-listinlilerin Batı Şeria’da mini mini Singapurcukları olur!